istanbul avukat mustafa keskin maltepe avukat hukuk bürosu ana menü logosu

Copyright © 2025 mustafakeskin.av.tr

istanbul avukat mustafa keskin maltepe avukat hukuk bürosu sayfa yükleme animasyonu

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI, ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ İSTANBUL BOŞANMA AVUKATI

istanbul avukat mustafa keskin maltepe avukat hukuk bürosu makaleleri

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI, ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ İSTANBUL BOŞANMA AVUKATI

İSTANBUL BOŞANMA AVUKATI

............AİLE MAHKEMESİNE
İhtiyati Tedbir Taleplidir.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : TMK. md. 166 uyarınca Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma kararı verilmesi istemlidir.,
AÇIKLAMA
1-Taraflar davalı ve davacı ……… tarihinde evlenmişlerdir.
2-Söz konusu evlilikten ……… doğumlu tarihli ……… adlı müşterek çocukları bulunmaktadır.
3-Tarafların müşterek çocukları özürlü olup, sürekli olarak tıbbi tedavi altında olup, bu tedavileri uzun süreden süreçler içerisinde sürekli olarak bakım, gözetim, ilgi ve hastane işlemleri müvekkilim tarafından yerine getirilmektedir.
4-Davalı evlilik tarihinden bugüne sürekli olarak ailesine ve özellikle özürlü olan çocuğuna gerekli şefkat ve ilgi konusunda duyarsız kalmakta, ilgi ve özene muhtaç durumunda olan erkek çocukları ……. ile ilgilenmemektedir.
5-Dilekçe tarihimize nazaran birkaç ay önce müvekkilim özellikle yine uzun bir süre hastanede çocuğunun tedavisi ile uğraşmış, yanında refakatçi olarak kalmış, eşi davalı …….. hiç ilgilenmemiştir.
6-Tüm bu açıklamamızın yanında, taraflar arasında gerek dünya görüşü, gerekse sosyal değerler açısından farklı dünya görüşüne sahip olmaları nedeniyle uyumsuzlukta bulunmaktadır. Bu da giderek evliliği çekilmez hale getirmiştir.
7-Ayrıca özürlü grubundan müvekkillerimin ortak çocukları ……. adına …… model bir …….. araç bulunmaktadır. Bu araç müşterek çocuk ……….’ın babası davalı ………. tarafından kullanılmaktadır. Dava aşamasında satışı gündeme gelebileceğinden bu araç üzerine ileride bir hak mağduriyeti doğmaması için araç üzerine ihtiyati tedbir kararı koyulmasına karar verilmesini dilemekteyiz. Açıklanan nedenlerle işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER :
DELİLLER : Nüfus aile kayıt tablosu, tanık vs.
SONUÇ VE İSTEM : Açıklanan nedenlerle, a-) Müşterek evlilik birliğinin devamı olanaksız olduğundan, tarafların boşanmalarına,
b-) …… tarihli ……..’ın velayetinin anneye verilmesini, ayrıca çocuk üzerine kayıtlı olan …… plaka sayılı ……..marka aracın, davalının vasi olması nedeniyle, satış yapılabileceğinden araç üzerine ihtiyati tedbir koyulması ile ayrıca çocuğun anneye verilmesi halinde bir mağduriyet yaşamaması için verilecek karara göre aracında tarafımıza iadesine,
c-) Anne ve çocuk için ayrı ayrı ….. TL nafaka takdirine.
d-) Ayrıca müvekkilim ayrı ikamet tesis edip çocuğu ile birlikte kalmakta olduğundan dava sonuna kadar müvekkilim ile çocuğuna ayrı yarı … TL tedbir nafakasına hükmedilmesine.
e-) Boşanmaya davalının sebebiyet vermesi nedeniyle, ……… maddi ve …….. TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına,
f-) Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini dilerim. Arz ederim.
Saygılarımla,
Davacı Vekili Av.

.............AİLE MAHKEMESİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE
İhtiyati Tedbir Taleplidir
DOSYA NO :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVA : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması
AÇIKLAMALAR
1- Yetkiye ilişkin ilk itirazlarımızdır. Davacı ……… müvekkilim hakkında, müvekkilimin evlendiği tarihten itibaren boşanma davasını açtığı tarihe kadar önceden belirlenmiş, İzmir Karşıyaka ilinde ev aldıkları ve evlilik birlikteliklerinin birlikte yaşama adreslerinin ………. …….Mahallesi ……. Sk.No: …..K:… D:….. olması itibariyle, …….. Aile Mahkemesinde boşanma davasının açılması gerektiğini düşünmekteyiz. Mahkemenizce bilindiği üzere ……... maddesine göre “eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa …….aydan beri yaşadıkları yer Mahkemesidir” şeklinde Medeni Kanunun düzenleyici hükmünün açıklığı karşısında, davacı müvekkilimi oyalaması bir yana mağdur etmesi için davaya kasten Denizli ilinde açmıştır. Her iki tarafın birlikte yaşadıkları yer her ne kadar kısa sürelerle davacının ……… ve ……… yöresindeki yerleşim yerlerinde de birlikte olunmuş ise de; bu birliktelikler daha çok davacının işlerini takip etmek amacına dönüktür. Bu itibarla, Yetkili Mahkemenin …………… Aile Mahkemesi olup, yetkisiz yerde açılan şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı açılan boşanma davasının yetki yönüyle red edilmesi veya bu hususun Mahkemenizce resen değerlendirilmesini dilemekteyiz.
2- Esasa İlişkin Cevaplarımızdır. a-)Öncelikle müvekkilimle davacı arasında anlaşmalı boşanma konusunda protokole bağlanıp, yargı sürecine yansımış bir dava bulunmamaktadır. Sadece müvekkilim ………, anlaşmalı boşanma konusunda taraflar arasında karşılıklı olarak düşünce hasıl olunca, protokol metnine, müvekkilimin kendi birikimleri ve emekli ikramiyesinin katkısı ile alınıp sonradan müvekkilim tarafından davacı tarafın müvekkilimi aldatarak iyi niyetini suistimal etmek suretiyle tekrar üzerine almış olduğu evin müvekkilimin yaşadığı sürece intifa hakkı kendisinde bırakılmak suretiyle veya bu olmadığı takdirde ………. TL maddi tazminatın müvekkilim ………’a ödenmesi konusunda protokol hazırlanır ise anlaşmalı boşanmanın bitirileceği, gerek kendisi tarafından, gerekse vekili sıfatıyla tarafımızdan, davacıya ve vekiline birkaç kez iletilmiş, ancak bu dileğimiz yanıtlanmadığı gibi müvekkilim oyalanarak adeta müvekkilim kasten mağdur edilmek suretiyle, şiddetli geçimsizlik nedeniyle davanın açılmış olduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Davacı vekilinin iddia ettiği gibi anlaşmalı boşanma gerekçesi ile açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır. b-)Taraflar medeni ilişkiler içerisinde ve anlaşarak tanışmışlardır. Asla görücü usulü ile tanışmamışlardır. Müvekkilimin eniştesinin davacı ile uzaktan- yakından bir tanışıklığı ve yakınlığı bulunmamaktadır. Müvekkilim ………. davacı ………… ile bir evlilik birlikteliğini paylaşma adına yola çıkarken, öncelikle birlikteliği sürdürme bağlamında bir araya gelindiğinde, müvekkilim yakınları ile ………. iline gitmiş, davacının yaşadığı coğrafi koşulları gördükten sonra kendisine insani bir yaklaşımla ve bir nezaket çerçevesinde, ………. ve ………..çevresinde kendisinin, geçmişteki yaşam alışkanlıkları ve ………. kentinde hayatını sürdürmesi sebebiyle bu koşullarda evlilik birliğini sürdüremeyeceğini ifade ederek, evlilik önerisini kabul etmeyeceğini bildirmesi üzerine, bu kez davacı ……….. müvekkilime hitaben, çocuklarının büyüdüğünü, meyve bahçelerinin bakım ve gözetimini oğluna bıraktığını, kendisinin ilerleyen yaşı nedeniyle zaten emekli olduğunu, Mali Müşavirlik mesleğini icra ettiği bürosunu da yetişkin kızına bırakacağını, sadece ayda 3-4 kez ………’ye gitmesinin yeterli olacağını, bu bağlamda “benim için sorun olmaz, sürekli olarak ta ……….’de otururuz” demesi üzerine müvekkilimin davacının vermiş olduğu bu sözüne güvenerek kendisi ile nişanlanmıştır. c-)Bu düşüncelerle müvekkilim davalı, davacı ……….ile ……..’de yaşamlarını sürdürmek adına ev arayışına girmişler ve davacı “ben kirada oturamam, kendime de kiracı dedirtmem” demek suretiyle, ……TL’ye ……… İlçesi …….. mahallesi ……….. Sk. No: …… K:….D:….’deki konutu …… TL’ye satın almış, bunun ……. TL’sini peşin vermiş, diğer ………. TL için ise üzerine mal sahibi lehine ipotek koydurmuş, ilerleyen süreçte, davacı defaten ödeyeceği miktarı ödeyemeyeceğini bu anlamda müvekkilime karşı krize girdiğini ifade ettikten sonra, davacı içine girdiği bu psikolojik bunalım sonucu hastalanmış, …… Devlet Hastanesi Nöroloji bölümünde tedavi görmüştür. Bu süreçler yaşanırken, o tarihte nişanlısı olan müvekkilim ………’a ısrarla yine evi satmak istediğini ifade etmesi üzerine, bu kez müvekkilim “birlikte bir çare üretiriz, olmazsa ben kendi birikimlerimi ve emekli ikramiyemi üzerine katarak bu borcu öder, bu evi alırım” demesi üzerine, davacı hemen müvekkilime bu düşüncesini hayata geçirmesini istemiş, müvekkilimde bunun üzerine, kendisi devlet memuru olması nedeniyle, daha önceki kurumuna vermiş olduğu mal beyannamelerinde de görüleceği üzere, tasarrufları ile biriktirdiği tüm altın ve nişan takılarını, yine o tarihlerde dilekçemizde ekli belgeden de anlaşılacağı üzere bankadan ……… TL kredi çekmiş, bu paraların ……. TL’sini mal sahibine ödemiş, diğer miktarı da kredi ve devir işlemlerinin gerektirdiği masraflarda kullanmıştır ve borcun tamamını bu şekilde kapatmıştır. d-)Bilahare davacı ….., müvekkilim ile evlendikten sonra, öyle zannediyoruz ki; kendisinin bir taşra kültürünün alışkanlıklarından yola çıkarak, müvekkilime hitaben “ben ……’e alışamıyorum, kendimi burada sığıntı gibi hissediyorum, sağda solda çocuklarım bile eşinin evinde oturuyor diye sağda solda dedikodu yapıyorlarmış, bunları ben bir türlü hazmedemiyorum, sıkıntı içerisindeyim” diye müvekkilime karşı yakınmalarda bulunması üzerine, müvekkilim …….. bu kez “değil mi ki hayat müşterektir, sen bunlara canını sıkma, sen eğer bu konuda üzüntü duyuyorsan ve çevrene karşı da ezik kalmamayı istiyorsan, evin tapusunu tekrar senin üzerine yapabilirim” demiş ve iyi niyetle müvekkilim tapu kaydı üzerine olan evi bu kez davacı üzerine tapuda devrini yapmıştır. e-)Müvekkilim ………, davacıyla yakınlarının katılımıyla sade bir şekilde oda nikahı ile evlenmiş ve bu bağlamda da, kendisine takılan tüm takılar, kendi aile fertleri tarafından takılmıştır. Davacının kendisi ve çocukları ile birlikte müvekkilim ve yakınlarının katılımı ile gerçekleşen sadece bir nikah ile evlenmişlerdir. f-)Davacının müvekkilimle insani değerleri paylaşmak, birlikteliği beraberce sürdürmek anlamında doğru, dürüst bir tutumda sergilememiştir. Şöyle ki; müvekkilim kıdem tazminatını almazdan önce, emekliliği hiç düşünmediği halde, davacı tarafından emekliliğe zorlanmış ve almış olduğu kıdem tazminatı ile banka borcunu kapatmaya giderken, davacı; müvekkilimi, yine art niyetli düşüncelerini gizlemek suretiyle, bu kez müvekkilime hitaben “bu parayı gel bankaya istersen ödeme, sen bu parayı bana ver, bu arada sıkıntılarımı iyice temizliyeyim, ben senin çekmiş olduğun krediyi taksitler halinde bankaya öderim” demişse de, müvekkilim sağ duyusunu kullanarak, yumuşak bir üslupla önerisini red etmiş, yıllardan beri bir kamu kuruluşunda çalışmış olduğu ilke ve dürüstlükle gidip banka borcunu kapatmıştır. g-)Müvekkilim ahlaki değerlerini koruyan, kültürü ve yaşam gelenekleri itibariyle sosyal konumu olan bir kişidir. Bir evlilik birliğini hiçbir şekilde birkaç eşya parçası ile değerlendirmemiştir. Davacının iddia ettiği gibi, gerek ………’deki gerekse ……….’daki daireye olan eşyaların tamamının kendisi tarafından alındığı iddiası doğru değildir. Eğer bu konuda samimi ise eşyaların tümünün kendisi tarafından alındığına ilişkin faturalarını ibraz etmesini bekliyoruz. İlerleyen süreçte eşya konusunda da kanıtlarımızı sunmamız yanında Mahkemenizde bir kanaat oluşturması bağlamında, üç büyük kalem eşyaya ait faturaları da ibraz ediyoruz. Müvekkilim başından beri iyi niyetle ve sabırla, başlangıçtan beri İzmir ilinde yaşama düşüncesi her iki tarafta hakim iken, daha sonra kendisinin ısrarlı bir şekilde müvekkilim üzerinde baskı uygulayarak, kendisinin yaşam alışkanlıklarının dışında davacının vaatlerini bir tarafa bırakarak, müvekkilim kırsal bir yaşama zorlanmış, bunun karşılığında müvekkilim yine de hayır dememiş, zaman zaman …….. ve ……yöresine gitmiş, ancak, yine satın alınan evde yaşamını birlikte sürdürmüştür. Davacı vekilinin dilekçesinin başında anlaşmalı boşanma çerçevesinde müvekkilimin dava açıldığı halde gelmediğini iddia etmesinin, bir karşılığı, yani hukuk sürecine yansımış bir dava bulunmadığı gibi, müvekkilim o arada sürekli olarak oyalanmak suretiyle, bu kez davacı baskın bir tavırla müvekkilimin daha sonra kiraya çıktığı evindeki eşyaların dahi tespit ettirilmesi yoluna gitmiştir. h-)Müvekkilim evlilik birliği kurulduktan sonra, taraflar İzmir ilinde yaşamayı sürdürme konusunda anlaştıkları halde, zaman zaman …….. ve ……… yöresine gitmiş, ……… yılı yazının büyük bir kısmını davacının yaşam alanı içerisinde geçirmiştir. …….. yılının ….. ayında, müvekkilimin annesinin ağır bir hastalık geçirmesi ve …….ayında da vefat etmesi nedeniyle bu aylara özgü olarak …… ilinde sürekli kalmıştır. Bu süre içinde davacının müvekkilime insani anlamda hiçbir yakınlaşması olmadığı gibi, müşterek kurdukları ……..deki evine dahi gelmemiştir. Esasen evi terk eden kendisidir. g-)İlerleyen süreçte müvekkilim, ikametgahları İzmir olan kendi evinde otururken, davacı müvekkilimin hiçbir şekilde haberi olmadan, ………’deki müvekkilime ait eşyaları dahi müvekkilime …….’deki müşterek oturdukları eve getirmiştir. Bu arada müvekkilime kendi özel eşyalarını da alıp …….’e dönmek istediğini ve ayrılma isteğini ifade ederek, “sende evi boşalt” diyerek gitmiş ve müvekkilimde davacının bu dayatması karşısında zorunlu olarak kiraya çıkmıştır. Bu aşamada ise müvekkilim büyük mağduriyet yaşamış, nakliye taşınma ve yeni bir eve taşınmış olmanın tüm maliyetlerini de kendisi üstlenmiştir. ı-)Davacı ilerleyen yaşı sebebiyle, aktif ve dinamik bir mali müşavirlik uğraşısı içerisinde değildir. Şöyle ki; davacının bürosundaki kızları işletme mezunu olup, muhasebe deneyimine sahip, bu bağlamda, bürodaki tüm işlemler kızları tarafından yürütülmekte olup, kendisi sadece imza yetkisi sahibi olarak ayda bir veya iki kez büroya gitmiş, bu itibarla davacının aktif ve dinamik bir çalışma hayatı içerisinde bulunmadığı da Mahkemenizin takdir ve değerlendirmesine sunulmuştur. Kaldı ki, zaman zaman imza işleri ve bürokratik işlemlerin tamamlanması için müvekkilim ……….. her zaman eşine destek vermiş, yanında olmuş, hiçbir zaman engelleyici bir tutum ve tavır içerisine girmemiştir. i-)Davacı vekilinin dilekçe içeriğinde, müvekkilim ……..’ın davacının sergilediği tutum karşısında, özellikle şahsi eşyalarını getirdikten sonra kendi şahsi eşyalarını alıp “bu iş buraya kadar ben boşanmak istiyorum, sende evimi terk et, hiçbir eşya istemiyorum” diye müvekkilim hakkında iddia da bulunmuş ise de; yukarıdan beri açıklanan gelişmeler çerçevesinde, davacı gerçeği saptırmaya yönelik anlatımlarda bulunduğu açık ve seçiktir. Esasen bu noktada müvekkilim manen baskılanmış, davacının sergilediği tutum karşısında, hemen kiraya taşınmıştır. Bu nedenlerle de en büyük mağduriyeti müvekkilim yaşamıştır. Davacı müvekkilimi kiraya çıktıktan sonra gelip aradığını nereye taşınmış olduğunu bilemediğini ancak telefonuna ulaşabildiği konusundaki iddialarında gerçeği yansıtmadığı, Mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğu da açıktır. Şöyle ki; Davacı, haftalar sonra müvekkilin evine gidip evi boş görünce, üst kattaki komşuya çıkmış, müvekkilimi sormuş ve müvekkilimi arama konusunda samimi tavırlar içine girdiğini söylemiş ise de; bu hususları gerçeği yine saptırarak şiddetli geçimsizlik nedenine gerekçe yaptırmaya dönüş anlatımlar olduğu, hatta müvekkilimin komşusuna bu durumu sorması üzerine müvekkilimin komşusu “ne yani siz eşisiniz, siz nerede olduğunu bilmiyor musunuz, taşınalı bir ay oldu” demiş ve buradan ayrılıp gitmiştir. Sonuç olarak; davacının haftalar boyunu eşini aramaması bir yana, …….’e boşanma konusunu konuşmak için geldiğinde de daha önce müvekkilimi evi boşaltma konusunda tahliyeye zorladığı, bu itibarla, müvekkilimin evi tahliye edip etmediğini kontrol anlamında eve gelmesini, gerçek düşüncelerini gizleyerek açılan davada müvekkilime karşı koz olarak kullandığı ve bunu müvekkilim ……… evi terk etmiş gibi göstererek açmış olduğu dava için gerekçe yaratmaya çalışmıştır. Bu itibarla beyanlarında samimi ve inandırıcı olmadığını düşünmekteyiz. Hatta davacı ………., müvekkilimin evine eşya tespiti için gittiğinde, bunun hiçte etik bir şey olmadığını, yaptığı davranışın hoş olmadığını müvekkilim tarafından ifade edilmesi üzerine, davacı ve vekili bu hususu kabullenmiş, davacı ………. müvekkilimden özür dileme hazırlığına girerken yanında bulunan vekili araya girerek bizzat müvekkilimden özür bile dilemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve yargılama sürecinde de kanıtlarımızı sunacağımız üzere; davacının sergilediği tutum ve davranışlar gözetildiğinde, müvekkilimin evlilik birliğinin yürütülmesi adına, tüm fedakarlıkları yaptığı, bu itibarla da bir kusurunun olmadığını düşünmekteyiz. Hatta, davacı kimi aile sohbetlerinde, topluluk içerisinde defalarca eşi hakkında metiyeler dahi yağdırmıştır. Ancak, gelinen noktada, müvekkilimin bir kusuru olmadığı gibi, davacının sergilediği tutum ve davranışları, hayat görüşü konusundaki alışkanlıklarını müvekkilime ısrarlı bir şekilde dayatmak istemesi, vaatlerini yerine getirmemesi düşüncesinden yola çıkıldığında, açıklamalarımız, bu açıklamalarımızı destekleyen kanıtlar bağlamında, evlilik birliğinin çekilmez hale dönüşmesinde, davacının asli ve tam kusurlu olduğunu düşünmekteyiz.
SONUÇ VE İSTEM; 1- Dilekçe içeriğinde desteklenmiş belgelerden de anlaşılacağı üzere, müvekkilim ……….., tüm birikimleri ve emekli ikramiyesini değerlendirmek suretiyle, davacının daha önce kredi ile almış olduğu evi ödeyememesi sebebiyle eşinin psikolojikmen rahatlaması adına söz konusu evi satın almış, daha sonra ise eşi adına devretmesi sonucu, davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olduğu anlaşıldığından; İlerde açacağımız katkı payı davası hakkımız saklı kalmak koşuluyla, açıklamalarımız ve bu açıklamalarımızı destekleyen belgeler ışığı altında, müvekkilimin ileride mağdur olacağı gözetilerek, müvekkilim tarafından, birikimleri ve emekli ikramiyesi ile alınan ………….. adresinde bulunan …… pafta …… ada, parsel …… de kayıtlı tapunun üzerine İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA. 2-Tarafların evlilik birliğini sürdürmeleri olanaksız hale geldiğinden, tarafların BOŞANMALARINA, 3-Müvekkilim ……….’ın şiddetli geçimsizliğe neden olacak şekilde kendi kusurundan kaynaklanmış bir eylem ve davranışı bulunmayıp, aksine kendisinin evlilik birliği sürecinde davacı tarafından sürdürülen tutum ve davranışları sonucu müvekkilimin içine düştüğü manevi üzüntülerinin karşılığı olarak …….. TL manevi tazminatın davacıdan alınıp, müvekkilime verilmesine. 4-Yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dilerim. Arz ederim.
Saygılarımla,
Davalı Vekili
Av..

P R O T O K O L ………… tarihinde evlenmiş olan ………. doğumlu, ……….. nüfusuna kayıtlı ……… ve ……..’den olma …….. doğumlu, …………ile ………. doğumlu ve ……. nüfusuna kayıtlı ………. halen ………. adresinde ikamet ettikleri, almış oldukları karar uyarınca protokol hükümleri çerçevesinde anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdiklerinden, aşağıda belirtilen protokol hükümleri doğrultusunda taraflar hiçbir baskı altında kalmadan kendi özgür iradeleri ile anlaşmaya varmış olduklarından; Bu bağlamda; 1-Taraflar birbirinden hiçbir şekilde maddi-manevi tazminat istemi ve herhangi bir nafaka talebinde bulunmayacaklardır. 2-Müşterek evlilikten olma ……… tarihinde doğan ………. için eşlerden ………. TL nafaka ödeyecektir. Ayrıca ………..’ın velayeti de anneye verilecektir. Ayrıca velayet altına alınan ……….. için Üniversite Eğitiminin bitimine kadar her yıl Tefe/Tüfe oranına göre belirlenen nafaka miktarına ilave edilmek suretiyle boşanmanın gerçekleştiği tarihten itibaren yürürlüğe girecektir. 3-Küçük çocuğun davalı ……… ile sosyal ve içtimai ilişkilerinin Mahkeme hakiminin belirleyeceği sürelerde gerçekleştirilmesine, 4-Taraflar müşterek evde oturdukları göz önüne alındığında davalı ……….. kendi özel ve şahsi eşyalarını alabilecektir. 5-……… Bölge ……… Mahallesi hudutları içinde olup, …….yevmiye nolu Cilt …..Sayfa ……. sırasında kayıtlı geldisi itibariyle ……..tarihli yine ……. pafta, …….. ada, ……. nolu parselde kayıtlı …….metre karelik şuanda …….. …….. Sok No: …… D:……. ‘de konut olarak kullanılan daire ömür boyu intifa hakkı eşlerden ………..’a devredilecek ancak vefat halinde çocukları ………… ile ……….. geçecektir. 6-Şuanda (4) nolu bentte belirtilen konut üzerinde tedbir ve icra bulunmakla, taraflardan ……….. beyanına göre icra konusu olan miktar yatırılmış olduğu ve üzerindeki ipotekte, hukuki ilişki bitmiş olması nedeniyle işlem yapılması gerektiği, bu bağlamda öncelikle evin üzerindeki icra ve ipotek işlemlerinin kaldırılmasının, en kısa süre içerisinde davalı ………. tarafından yerine getirileceği, süreç içerisinde anlaşmaya bağlı olarak boşanmanın gerçekleşmesi halinde ve makul süre içerisinde (….) nolu madde de hüküm altına alınan hususların yerine getirilmemesi halinde davacının Hukuk Mahkemesinde dava açma, tazminat talebinde bulunma, konut üzerinde ihtiyati tedbir kararı aldırmasına ilişkin her türlü haklarının saklı tutulmasına. 7-Davanın açılış süreci başladığında tarafların ayrı konutlarda yaşamalarının hüküm altına alınmasına, davalının ayrı bir ikamette yaşamını sürdüreceği, 
8-Evin, elektrik, internet, kablolu TV, telefon, su ve doğalgaz aboneliklerinin davalı üzerine kayıtlı olduklarından ve anlaşmalı boşanma ile fiilen davalı evden ayrılacağından bunlara ilişkin tüm abonelik sözleşmelerinin davalı tarafından iptal edilerek davacı ……… üzerine alınmasına, 9-Davacı ………. ile çocuklarının aynı adres ve evde hayatlarını sürdürecekleri hususunda, Taraflar hiçbir baskı altında kalmadan belirlenen konularda uzlaşmaya vararak anlaşmalı boşanmaya karar vermişlerdir.
Davacı                                     Davalı

Etiketler: Aile Hukuku, Boşanma Davaları

Whatsapp İletişim Ara