Resmi Belgede Sahtecilik Suçu ve Nitelikli Halleri: Maltepe Avukatlarının Rolü
Resmi belgede sahtecilik, hukukun önemli bir alanını oluşturan suçlardan biridir ve bireylerin ve kurumların güvenliğini tehdit eden ciddi bir sahtecilik suçudur. Bu makalede, resmi evrakta sahtecilik suçu, nitelikli halleri ve bu süreçte Maltepe avukatlarının rolü incelenecektir.
Resmi Belgede Sahtecilik Nedir?
Resmi belgede sahtecilik, bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi veya mevcut bir belgenin değiştirilmesi yoluyla başkalarını yanıltma amacıyla yapılan eylemdir. Türk Ceza Kanunu'nda bu suç, 204. maddede düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, sahte bir resmi belge düzenleyen veya mevcut bir resmi belgede sahtecilik yapan kişiler, cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler.
Resmi Belgede Sahtecilik Suçunun Unsurları
Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşması için belirli unsurların bulunması gerekir:
-
Belgenin Var Olması: Suçun oluşabilmesi için, sahtecilik yapılan bir resmi belgenin mevcut olması gerekir. Resmi belge tanımı, devlet kurumları tarafından düzenlenen veya onaylanan belgeleri kapsar.
-
Sahtecilik Amacı: Suç işleyen kişinin, belgenin sahte olduğunu bilerek ve başkalarını yanıltma amacıyla hareket etmesi gerekmektedir. Bu, aldatıcılık unsurunun önemli bir parçasıdır.
-
Zarar Verme: Sahte belge kullanma ile başkalarına zarar verme niyeti ve eylemi de bu suçun unsurlarındandır.
Nitelikli Halleri
Resmi belgede sahtecilik suçunun nitelikli halleri, suçun daha ağır sonuçlar doğurması durumunda uygulanacak ceza artırımlarını içerir. Türk Ceza Kanunu'na göre, nitelikli halleri şunlardır:
-
Kamu Görevlisi Tarafından Yapılması: Eğer sahtecilik eylemini bir kamu görevlisi gerçekleştiriyorsa, ceza artırılır. Kamu görevlisinin bu tür bir suça karışması, toplumda daha fazla güven kaybına yol açar.
-
Gerçek Dışında Bilgi Verilmesi: Sahte belge düzenleme ile başkalarına gerçek dışı bilgiler vermek, suçun nitelikli halini oluşturur. Bu durum, dolandırıcılık suçunun da oluşmasına zemin hazırlayabilir.
-
Birden Fazla Kişiyle İş Birliği: Suçun birden fazla kişiyle iş birliği içinde gerçekleştirilmesi, cezanın artırılmasına neden olur. Bu tür suçlar, genellikle organize suçlar kapsamında değerlendirilir.
-
Ciddi Zarar Verme: Sahte belgenin kullanılması sonucunda ciddi bir zarar meydana gelmesi, suçun nitelikli halini oluşturur. Örneğin, sahte belgelerle büyük miktarda maddi kazanç elde edilmesi.
Cezai Yaptırımlar
Resmi belgede sahtecilik suçu için öngörülen cezai yaptırımlar, suçun niteliğine göre değişiklik göstermektedir. TCK'nın 204. maddesine göre, resmi belgede sahtecilik suçunun cezası:
-
Basit Halleri: 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası.
-
Nitelikli Halleri: 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası.
Eğer kamu görevlisi tarafından işlenmişse, ceza daha da ağırlaşabilir. Ayrıca, sahtecilikten elde edilen kazançların da geri alınması söz konusu olabilir.
YARGITAY İÇTİHADINDA "RESMİ BELGE" SAYILAN BAZI ÖRNEKLER
Açık artırma ilanı, adli sicil kaydı, araç muayene bandrolü, araç plakası, belediye meclisi gündem tutanağı, doğum raporu, duruşma tutanakları, evlilik cüzdanı, haciz tutanağı, harç makbuzu, ikametgah senedi, okul diploması, inşaat ruhsatı, ipotek belgesi, iskan ruhsatı, işe atama belgesi, kaçak elektrik kullanım durum tespit tutanağı, ilaç kupürleri, kadastro tutanağı, mahkeme tebligat evrakı, öğrenci belgesi, otopsi tutanağı, tapu senedi, transkript, TSE uygunluk belgesi, reçete, sağlık cüzdanı, şikayetten vazgeçme dilekçesi, taşınmaz satış sözleşmesi, temyiz dilekçesi, temyizden feragat dilekçesi, trafik ceza tutanağı, trafik kazası tespit tutanağı, veraset ilamı, vergi bildirimi, vergi kimlik kartı, vergi levhası, yabancı ülke pasaportu ve sürücü belgesi, yapı ruhsatı, yeşil kart başvuru formu.
Özel Belgede Sahtecilik
Resmi belgede sahtecilik suçunun yanı sıra, özel belgede sahtecilik de hukuki açıdan önemli bir konudur. Özel belge, resmi makamlar tarafından düzenlenmeyen, ancak hukuki sonuç doğuran belgelerdir. Örneğin, sözleşmeler, faturalar veya özel mektuplar özel belge kategorisine girer. Özel belgede sahtecilik suçu, resmi belgede sahtecilik suçuna göre daha hafif cezalar içerir, ancak yine de ciddi hukuki sonuçları vardır.
Maltepe Avukatlarının Rolü
Maltepe avukatları, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarına karşı müvekkillerine hukuki destek sağlayarak önemli bir rol üstlenmektedir. Bu süreçte avukatların yaptığı çalışmalar şunlardır:
Savunma Hazırlığı
Resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla karşılaşan bireylerin savunmalarını hazırlamak, Maltepe avukatlarının temel görevlerinden biridir. Bu aşamada, avukatlar:
-
Delil Toplama: Savunma için gerekli delilleri toplar ve değerlendirir.
-
Hukuki Strateji Geliştirme: Suçlamalara karşı etkili bir hukuki strateji geliştirir.
İtiraz Süreçleri
Maltepe avukatları, müvekkillerinin mahkeme kararlarına itiraz etme haklarını kullanmalarına yardımcı olurlar. İtiraz süreçlerinde:
-
Mahkeme Kararını İnceleme: Alınan kararın hukuka uygunluğunu değerlendirir.
-
Yeni Delil Sunma: İtiraz için gerekli yeni delillerin toplanmasını sağlar.
Rehabilitasyon ve Bilinçlendirme
Resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçları, yalnızca hukuki bir sorun değil, aynı zamanda sosyal bir meseledir. Maltepe avukatları, bu tür suçlarla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla eğitim programları düzenleyebilirler. Bu programlar, bireylerin bu suçların sonuçları hakkında bilinçlenmesine katkıda bulunur.
Toplumsal Bilinçlendirme
Maltepe avukatları, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik ile ilgili toplumsal bilinçlendirme faaliyetlerine katılarak, bu tür suçların önlenmesine yardımcı olabilirler. Eğitim programları ve seminerler düzenleyerek, toplumda farkındalığı artırma konusunda önemli bir rol oynarlar.
Ceza Genel Kurulu 2016/699 E. , 2021/51 K.
- TCK 204
- Senette Sahtecilik, Sahte Bono Düzenlenmesi
Sanık aşamalarda; atılı suçlamayı kabul etmediğini, 1997 yılından 2005 yılının sonuna kadar … Güven Madencilik isimli şahıs firmasının bulunduğunu, toptan kömür satış işi ile uğraştığını, şahıslara, apartman yöneticilerine, depoculara ve aracı satış yapan kişilere kömür satışı yaptığını, kömürü sattıktan sonra satış karşılığında düzenlenen çek ve senetleri kendisi ve o tarihte firmasında görevli … ile tahsil ettiklerini, ayrıca ticari işleri gereği Akbank, Yapı Kredi Bankası, Halk Bankası, Finansbank, Koçbank ve Garanti Bankası ile kredi anlaşmaları bulunduğunu, genelde aldıkları kredi miktarlarının yüksek olduğunu ve bir kısım gayrimenkul ipoteklerinin yanında müşteri çek ve senetlerini de teminat olarak verdiklerini, iddia edildiği gibi belirtilen senetleri sahte olarak düzenlemediğini, hatta … ve …’nın senetleri yanında imzaladığını, Akarsu Apartmanı Yöneticiliğine ait senetlerin yanında imzalanmadığını, müşterilerinden aldıkları senetleri bankaya verdiğini, iddiaya konu senetlerin teminat amaçlı verdikleri senetler olduğunu, ancak 2005 yılında iflas ettiğinde kredi ödemelerinde aksamalar olduğunu, ancak senet borçluları tarafından herhangi bir itiraz olmadığını, iflas edip cezaevine girdikten sonra şikâyet ve itirazların başladığını, bunun nedeninin bankaların senet borçluları hakkında takip başlatması ve takip borçlularının da borçtan kurtulmak için söz konusu şikâyet ve itirazları yapmaları olduğunu, kesinlikle sahte olarak düzenlenmiş senetler olmadığını, müşteriden geldiği gibi bankaya ciro ettiklerini, her iki suçtan beraatini talep ettiğini, gerekirse yazı ve imza incelemeleri yapılabileceğini, Halk Bankasına olan borcu ile ilgili yapılandırma yaptığını ve 50.000 TL ödediğini, fakat cezaevine girince devamını ödeyemediğini, Akbanka da borcunun büyük bir kısmını ödediğini, ancak ne kadar kaldığını bilemediğini savunmuştur.
Resmî belgede sahtecilik suçu 5237 sayılı TCK’nın 204. maddesinde;
“(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu suç, maddenin birinci fıkrasında seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmış olup resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmî belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmî belgenin kullanılması durumunda suç oluşacaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, resmî belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanarak daha ağır bir yaptırıma bağlanmış, maddenin üçüncü fıkrasında ise suçun konusunu oluşturan resmî belgenin, kanunun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir belge niteliğinde olması hâlinde cezanın yarı oranında artırılması gerektiği belirtilmiştir.
Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamunun güveni olup belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, tamamen veya kısmen değiştirilmesi ya da gerçek bir belgeye eklemeler yapılması eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek yaptırıma bağlanmıştır.
Resmî belgenin sahte olarak düzenlenmesi ya da gerçek bir resmî belgenin değiştirilmesi eyleminin sahtecilik suçunu oluşturabilmesi için, düzenlenen ya da değiştirilen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Aldatıcılık özelliği suçun temel unsuru olup özel bir incelemeye tabi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilmelidir. Sahteciliğin kişileri aldatacak nitelikte olup olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Sahte belgenin ilk bakışta dikkati çekmeyecek biçimde düzenlenip belirli bir kişiyi değil birçok kişiyi aldatabilecek nitelikte olması ve aldatma gücünün objektif olarak saptanması gerekir. Bu nedenle örneğin, memurların bilgisizliği ve ihmalleri nedeniyle kandırıcılık yeteneği olmayan belge üzerinde işlem yapmaları belgeye hukuki geçerlilik kazandırmaz. Daha önceden var olan subjektif bir bilgi, belge üzerinde var olan aldatma yeteneğini ortadan kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Resmî belgede sahtecilik suçunun unsurları ile alakalı bu genel açıklamalardan sonra bononun hukuki niteliği ve yapısının irdelenmesinde de yarar bulunmaktadır.
Bono; gerek mülga 6762 sayılı, gerekse meri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda poliçe ve çek ile birlikte üçüncü bir kambiyo senedi türü olarak kabul edilmiştir. Bono, hukuki niteliği itibarıyla bağımsız bir borç ikrarını içeren senettir. Bir senedin “bono” niteliğine haiz olabilmesi için taşıması gereken bazı zorunlu kanuni unsurlar bulunmaktadır.
Buna göre bono;
1- Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,
2- Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,
3- Vadeyi,
4- Ödeme yerini,
5- Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,
6- Düzenlenme tarihini ve yerini,
7- Düzenleyenin imzasını, ihtiva etmelidir.
Bu unsurlardan birini taşımayan bir senet bono sayılamayacaktır.
Öte yandan, 5237 sayılı TCK’nın “Resmî belge hükmünde belgeler” başlıklı 210. maddesinin birinci fıkrası “(1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” şeklindedir. Buna göre kambiyo senetlerinden olan bonolarda yapılan sahteciliklerde resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır. Burada söz konusu olan, sadece resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin cezanın uygulanması değildir. Resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin bütün olarak uygulanmasıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığın, 22.12.2004 tarihinde Halk Bankası Heykel Şubesinden çektiği 90.000 TL tutarındaki kredi borcuna karşılık Halk Bankasının aynı şubesine ibraz ettiği altı adet senet ile 14.06.2005 tarihinde Akbank Yeniyol Şubesinden çektiği 350.000 TL tutarındaki kredi borcuna karşılık Akbankın aynı şubesine sunduğu on adet senedin sahte oluşturulduğunun iddia ve kabul edildiği olayda;
Sanık suçlamaları kabul etmeyip suça konu senetlerin sahte düzenlenmediğini savunmuş ise de suça konu senetlerden Karnur Apartmanı Yöneticiliği adına düzenlenen senetler dışındaki on dört senette yer alan borçlu imzalarının, borçlu olarak gösterilen kişilerin eli ürünü olmadığının İcra Hukuk Mahkemeleri veya Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülen davalarda bilirkişi raporlarıyla tespit edilmiş olması, borçlusu Karnur Apartmanı Yöneticiliği gösterilen 2 senet yönünden yapılan icra takibinde ise Karnur Apartmanına haciz için gelindiğinde tutulan tutanaklarda; apartman sakinlerinin ayrı ayrı beyanlarına göre apartman yöneticisinin olmadığı ve yönetime ait mal da bulunamadığı tespitlerinin yer aldığının, yine gelen haciz ihbarnamelerine cevap veren apartman sakinlerince; Karnur Apartmanının bir yöneticisi olmadığının, Yöneticiliğe ait bir mal bulunmadığının belirtildiğinin, yapılan icra takibi sonucunda Bursa 3. İcra Müdürlüğünce borçluya ait taşınır ve taşınmaz mal bulunamadığından bahisle 26.03.2010 tarihli borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiğinin, Halk Bankası AŞ’ye izafeten Halk Bankası Heykel Şubesi vekiline verildiğinin anlaşılması, suça konu senetlerin tamamında düzenleme tarihinin var olması, dosya kapsamında senetlerin bankaya sanığın işletmekte olduğu firma lehine sanık veya çalışanı tarafından ibraz edildiği yönünde herhangi bir tereddüdün bulunmaması ve sanığın şirket defter ve belgelerinde senet veya senetlere bağlı olarak bahsettiği borçlara dair bir kayıt bulunması hâlinde dahi karşılıklı inceleme imkânı olmaması nedeniyle bu hususun da suçun sübutunu etkilemeyecek olması karşısında; sanığa atılı resmî belgede sahtecilik suçlarının sübutu bakımından herhangi bir eksik araştırma bulunmadığı, bu suretle Yerel Mahkemenin sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan kurduğu mahkûmiyet hükümleri yönünden onama ve düzeltilerek onama kararı veren Özel Daire kararının isabetli olduğu kabul edilmelidir.
Son olarak
Resmi belgede sahtecilik suçu, hukuk sisteminde ciddi bir yere sahip olan ve toplumsal güvenliği tehdit eden bir suçtur. Bu suçun nitelikli halleri, cezai yaptırımların artırılmasına neden olurken, Maltepe avukatları bu süreçte müvekkillerine önemli hukuki destek sağlamaktadır.
Resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik ile mücadelede, eğitim, bilinçlendirme ve yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi büyük önem taşır. Bu nedenle, avukatların rolü sadece hukuki savunma ile sınırlı kalmamalı, aynı zamanda toplumsal farkındalığı artırma ve rehabilitasyon süreçlerine de katkıda bulunmalıdır. Adaletin sağlanması ve toplumsal güvenliğin korunması için herkesin üzerine düşen görevler bulunmaktadır.



